Tarihsel Kahramanlar Aynı Sahneye Sığar mı?
Tarihsel Kahramanlar Aynı Sahneye Sığar mı?
Son günlerde tarih dizileri üzerinden yürüyen tartışmalar yeni bir boyut kazandı. İstanbul’un Fethi’ni anlatan bir yapımda, bu kez Trabzonlu Eren olarak tanınan Eren Bülbül’ün de diziye dâhil edildiği görülüyor. Niyet yine belli:
“Bu toprakların kahramanlık ruhu hiç bitmedi” mesajı vermek.
Ancak burada durup ciddi bir soru sormak zorundayız:
Zamanları, şartları ve mücadeleleri tamamen farklı olan kahramanları aynı tarihsel anlatının içine koymak, toplumsal hafızayı güçlendirir mi; yoksa daha mı fazla bulandırır?
Eren Bülbül Kimdir, Ne Zaman Yaşadı?
Eren Bülbül
📅 2002 – 2017
📍 Trabzon – Maçka
⚔️ Terörle mücadele sırasında şehit oldu
Eren Bülbül, 15 yaşında, günümüz Türkiye’sinde yaşanmış çok yakın bir tarihin sembolüdür. Onun hikâyesi; modern Türkiye’nin, terörle mücadelenin ve sivil masumiyetin hikâyesidir.
Eren Bülbül’ü değerli yapan şey;
– Fatih döneminde yaşamış olması değil
– kılıç kuşanması değil
– top mermisi taşıması hiç değil
Onu değerli yapan şey, kendi çağında gösterdiği cesaret ve fedakârlıktır.
Aynı Sepete Konan Kahramanlıklar
Seyit Onbaşı (1915),
Fatih Sultan Mehmet (1453),
Eren Bülbül (2017)…
Bu üç isim arasında yüzlerce yıl, farklı devlet yapıları, farklı savaş türleri, farklı toplumsal koşullar vardır.
Hepsi kahramandır.
Ama aynı tarihsel bağlamın parçası değildir.
Bir dizide bu isimleri sembolik bile olsa aynı anlatı içine koyduğunuzda, özellikle genç izleyicinin zihninde şu karışıklık oluşur:
-
“Demek ki hepsi aynı dönemde yaşadı”
-
“Demek ki hepsi aynı savaşın parçası”
-
“Demek ki tarih, tek bir büyük hikâye”
Oysa tarih, parçalıdır, katmanlıdır ve kronolojisi vardır.
İyi Niyet, Yanlış Yöntem
Burada altı çizilmesi gereken çok önemli bir nokta var:
Bu tür sahnelerin arkasında kötü niyet yok. Aksine, milli birlik, vatan sevgisi ve kahramanlık duygusu verilmek isteniyor.
Ama iyi niyet, her zaman doğru sonucu doğurmaz.
Bir tarih dizisi, sembol ile gerçeğin sınırını net çizmezse;
destan anlatayım derken, tarihi masala dönüştürür.
Ve masalla büyüyen bir nesil, gerçeği ayırt etmekte zorlanır.
TRT Gibi Kurumlara Düşen Sorumluluk
TRT, sıradan bir kanal değildir.
Toplumda “doğru bilgi” algısı yüksektir.
Bu yüzden TRT’de yayınlanan bir yapımda gösterilen her sahne:
– Öğretici kabul edilir
– Gerçek sanılır
– Kaynak olarak görülür
Tam da bu yüzden, tarih dizilerinde sorumluluk daha büyüktür.
Sembolik anlatım yapılacaksa;
-
Açıkça belirtilmeli
-
Ayrı bir sahne dili kullanılmalı
-
Tarihsel gerçeklerle karıştırılmamalıdır
Aksi hâlde, gelecek kuşaklar tarih derslerini dizilerden öğrenmeye kalkar.
Kahramanları Korumak, Tarihi Korumakla Başlar
Seyit Onbaşı’nın hatırasını korumak, onu 1453’e taşımakla olmaz.
Eren Bülbül’ü yüceltmek, onu Orta Çağ sahnesine koymakla olmaz.
Fatih Sultan Mehmet’i büyütmek, yanına başka çağlardan isimler eklemekle olmaz.
Her kahraman, kendi zamanında zaten yeterince büyüktür.
Onları karıştırmak, yüceltmez;
aksine anlamlarını azaltır.
Son Söz
Bu toprakların kahramana ihtiyacı yok.
Bu toprakların doğru anlatılmış tarihe ihtiyacı var.
Çünkü:
Kahramanlık efsaneyle değil,
Gerçekle ayakta kalır.
Ve gerçek, her zaman zamana saygı ister.
- Art
- Causes
- Crafts
- Dance
- Drinks
- Film
- Fitness
- Food
- Games
- Gardening
- Health
- Home
- Literature
- Music
- Networking
- Other
- Party
- Religion
- Shopping
- Sports
- Theater
- Wellness